-
Fikralar
1. Temel ile Dursun'un Asansör Macerası
Bir gün Temel ile Dursun İstanbul'a giderler.
Hayatlarında ilk defa büyük bir alışveriş merkezine girmişler.
İçerisi kocaman, her yerde parlayan ışıklar var.
Bir köşede, parlayan bir metal kapı görürler.
Kapı açılıyor, biri giriyor, kapı kapanıyor.
Sonra başka biri çıkıyor!
Temel şaşkın:
— Uyyy Dursun! Bu kapı insan yutuyor, genç çıkartıyor!
Dursun kafasını sallar:
— O zaman Temel, ananı getirip sokalım!
İkisi heyecanla köye telefon açar, yaşlı anayı getirirler.
Kadıncağız asansöre girer.
Beklerler, beklerler ama bu sefer başka kimse çıkmaz.
Dursun başını sallar:
— Uyy Temel, galiba kapı doymadı!
2. Nasreddin Hoca ve Borç İsteyen Adam
Bir gün Nasreddin Hoca'nın kapısı çalınır.
Karşısında komşusu var.
Komşu mahcup bir ifadeyle der ki:
— Hoca, senden biraz para borç isteyecektim.
Hoca içeri döner, bir kese altını çıkarır, kapıya geri gelir.
Ama keseyi vermeden önce komşuya sorar:
— Borcu ne zaman ödeyeceksin?
Komşu biraz düşünür:
— En kısa zamanda!
Hoca başını sallar:
— Kısa zaman uzun olur evlat! Söyle, hangi gün?
Komşu kıvırır:
— Bir ara öderim.
Hoca keseyi sakince geri koyar ve kapıyı kapatır:
— Bir ara parayı veririz, der gibi!
3. Temel’in Uçak Yolculuğu
Temel hayatında ilk defa uçağa biner.
Hostes gelir, Temel’e yiyecek verir, su ikram eder.
Uçak kalkınca Temel şaşkınlıkla pencereden aşağıya bakar.
Birden korkuyla bağırır:
— Uyyy Dursun! Bu araba havaya kalktı!
Dursun gülerek:
— Araba değil Temel, uçağa binduk!
Temel hâlâ tedirgin:
— Uyy iyi hoş da... Uçak yere inince frene nasıl basacak?
4. Nasreddin Hoca ve Gölün Mayalanması
Bir sabah Nasreddin Hoca elinde bir kova yoğurt mayasıyla göl kenarına gider.
Gölde tek bir dalga bile yok.
Hoca ciddiyetle kovanın içindekini göle boca eder.
Birkaç köylü Hoca’yı izlemektedir.
Biri seslenir:
— Hoca, koskoca göl maya tutar mı hiç?
Hoca tası göle vurur, kafasını kaldırmadan cevaplar:
— Ya tutarsa evlat, ya tutarsa!
Bir başkası sorar:
— Tutmazsa ne olacak?
Hoca:
— En azından umut ettik. Umut da insanın yoğurdu gibidir, içini kabartır!
5. Temel ve Askerlik Anısı
Temel askerlik zamanı gelince askere alınır.
Bir gün komutanı ona bir görev verir:
— Temel, git şu karşı tepeyi kontrol et!
Temel eline dürbünü alır, tepeye doğru bakar.
Sonra koşa koşa komutanın yanına gelir:
— Komutanım, karşı tepe bomboş!
Komutan kuşkulanır:
— Emin misin Temel?
Temel ısrarla:
— Vallahi bomboş, ben baktım.
Komutan sinirlenir:
— Ulan dürbünün kapağı kapalı!
Temel kafasını kaşır:
— Eee ondan boş görünüyordu demek ki!
6. Nasreddin Hoca'nın Eşeği Kayboluyor
Bir sabah Hoca uyanır, eşeğini ahırda bulamaz.
Sokağa çıkar, yüksek sesle şükretmeye başlar:
— Şükürler olsun, şükürler olsun!
Köylüler şaşırır, yanına gelir:
— Hoca, eşeğin kaybolmuş, sen neye şükrediyorsun?
Hoca gülümseyerek cevap verir:
— Eşeği ararken üstünde olsaydım, ben de kaybolurdum!
7. Temel ve Bilgisayar
Temel, köy kahvesinde bir gün övünerek anlatır:
— Dün internetten bilgisayar sipariş ettim!
Dursun sorar:
— Nasıl kullanaceksun bilgisayarı Temel?
Temel gururla:
— Hiç kullanmayacağum... Alacam, çerçevelettirip duvara asacam! Köyde ilk internetim var diye hava atacam!
8. Nasreddin Hoca'nın Mirası
Bir gün Nasreddin Hoca öleceğini anlar.
Oğlunu çağırır:
— Evlat, sana büyük bir miras bırakıyorum!
Oğlu heyecanla sorar:
— Nedir baba?
Hoca cebinden küçük bir kağıt çıkarır.
Üzerinde şunlar yazılıdır:
“Gülmeyi unutma, alay etmeyi abartma,
İnsanlara sabret, eşeğe sabır göster.”
Oğlu der ki:
— Baba, hani para, mal?
Hoca kahkahalarla cevap verir:
— Mal mülk gelir geçer, ama bu mirasla her yerde krallar gibi yaşarsın!
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları